AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI NEDİR? TÜRKİYE’Yİ HANGİ AÇILARDAN ETKİLEYECEK?

Avrupa Yeşil Mutabakatı, Avrupa’yı 2050’de karbon nötr bir kıta haline getirme hedefi taşıyan kapsamlı bir ekonomik dönüşüm programıdır. Mutabakat, salt bir karbonsuzlaştırma yol haritası olmaktan ziyade, ekonomik büyüme ve kaynak kullanımının birbirinden ayrıştırılmasını, tarım ve sanayide büyük bir dönüşümü, “kimsenin geride bırakılmaması” sloganıyla adil ve kapsayıcı bir geçişi ve Avrupa Birliği’nin (AB) küresel iklim aktörlüğü rolünü içeren geniş kapsamlı bir stratejik vizyon olma niteliği taşıyor. Bu vizyon çerçevesinde; emisyon yoğun sektörlerde karbon fiyatlandırmasının kapsamının genişletilmesinden döngüsel ekonomiye, gıda sistemlerinin ekolojik dönüşümünden enerji sektörünün karbonsuzlaştırılmasına pek çok farklı alanda yapısal değişimi hedefleyen yeni düzenlemeler öngörülüyor. 

Bu düzenlemelerden biri, sınırda karbon vergisi mekanizmasıdır. Türkiye’de en yoğun biçimde tartışılan sınırda karbon vergisi mekanizması, CO2 emisyonlarının fiyatlanmadığı veya AB’ye göre daha düşük fiyatlandığı ülkelerden alınacak ürünler için ilave bedeller ödenmesini öngörüyor. Türkiye, halihazırda karbonu fiyatlandırmıyor, yani bir karbon vergisi veya emisyon ticaret sistemi uygulamıyor. AB’de ise emisyon ticaret sistemi aracılığıyla çimento, elektrik üretimi, demir çelik, alüminyum, gübre sektörlerindeki ürünler için CO2 emisyonları nedeniyle ton başına 90 avronun üzerinde ilave maliyetler söz konusu. İhracatının %40’ını AB ülkelerine gerçekleştiren Türkiye’de de bu sektörlerde aynı yönde bir düzenleme yapılması kaçınılmaz. Bir başka deyişle, emisyon yoğun sanayimizi dönüştürmemiz yalnızca iklim kriziyle mücadele için değil ticari açıdan da şart.