- Karasal ekosistemlerden ve okyanuslardan oluşan yutak alanların karbon tutma kapasitesi sınırlıdır. En iddialı azaltımın gerçekleştiği iki senaryoda dahi en büyük karbon yükünü bu ekosistemlerin taşıdığını görüyoruz. Ancak bu alanların karbon tutma kapasitesi, sera gazı emisyonları ile orantılı şekilde artış göstermiyor. Değerlendirilen diğer üç senaryoda emisyonların hızla azalması, doğal yutak alanları sayesinde gerçekleşiyor (Şekil SPM7, sayfa 27).
- En iddialı emisyon azaltımının gerçekleştiği yol haritasında (SSP1-1.9), doğal yutak alanlar, emisyonların %70'ini bünyesinde tutuyor (Şekil SPM7, sayfa 27).
- Mevcut politikaların, iklim değişikliğiyle mücadele planlarıyla uyumlu olduğu (SSP2-4.5) yol haritasında, emisyonların yalnızca %54'ü doğal yutak alanlar tarafından tutuluyor. Kalan miktar, karbondioksit yakalama teknolojilerinin sorumluluğuna bırakılıyor (Şekil SPM7, sayfa 27).
- Günümüzde, geçmişte atmosfere saldığımız karbon emisyonlarıyla mücadele ediyor; gelecek nesillerin payına daha fazla emisyon eklemekten kaçınmak istiyoruz. Fiziksel bilimler perspektifinden, insan kaynaklı küresel ısınmayı belirli bir düzeyde sınırlandırmak toplam CO2 emisyonlarının sınırlandırılmasının yanı sıra, net sıfır CO2 emisyonuna ulaşılmasını ve diğer sera gazı emisyonlarında önemli azaltım gerçekleşmesini gerektiriyor (D.1, sayfa 36).
Not: Bu raporda özel olarak belirtilmese de yol haritalarını IPCC’nin 1,5°C Özel Raporu’nun bulgularıyla birlikte okumak gerekiyor. Özel raporda, 1,5°C'lik limit aşımının olmadığı veya sınırlı olduğu model yol haritalarında, küresel ölçekte insan kaynaklı net CO2 emisyonlarının, 2030 yılına kadar 2010 seviyelerine kıyasla yaklaşık %45 (%40-60 aralığında) azaltılması, 2050 yılına kadar (2045-2055 aralığında) ise net sıfıra ulaşması gerekiyor [IPCC 1,5°C Özel Raporu, SPM C.1].
- IPCC 1,5°C Özel Raporu’nda belirtildiği üzere, tüm senaryolarda net sıfır emisyona ulaşmak için karbondioksit yakalama (Carbon dioxide removal, CDR) teknolojilerine ihtiyaç duyuyoruz. Bu durumun, su mevcudiyetini, gıda üretimini ve biyolojik çeşitlilik gibi hayati yaşam destek sistemlerini etkilemesi öngörülüyor (D1.8, sayfa 40).
- Karbondioksit yakalama, ağaçlandırma ve sulak alan restorasyonu gibi doğal karbon yutak alanlarından, atmosferden doğrudan karbon yakalama ve depolama (direct air carbon capture and storage, DACCS) teknolojilerine ve okyanusun karbon tutma kapasitesini artırmaya yönelik teknolojilere uzanan çeşitli yöntemleri kapsıyor (Bölüm 5, Tablo 5.10).
Not: Politik kararlar, bu teknolojilerin gidişatının olumlu ya da olumsuz şekilde gerçekleşmesinde belirleyici rol oynayacak. Ancak bu konu, 3. Çalışma Grubu Raporu'nda ele alınacak.
- CO2 emisyon seviyelerindeki artışın devamı, okyanus ile karasal karbon yutak alanların, atmosferdeki CO2 birikimini yavaşlatma konusunda daha az etkin rol oynamasına yol açacağına işaret ediyor (B.4, sayfa 24).
- Karbon döngüsünün vereceği tepkinin (geri bildirim veya geri bildirim döngüsü olarak adlandırılır) belirsizliği, yüksek emisyonlu CO2 senaryosu uyarınca artıyor ve daha önemli hale geliyor. İklim sistemini ne kadar zorlarsak, bu sistemin öngörülebilirliği o kadar azalıyor. Bununla birlikte, oluşabilecek karbon döngüsü tepkilerinin boyutu daha ciddi hale geliyor (B4.3, sayfa 26).
- Karbon yakalama teknolojileri, doğal yutak alanların emisyon tutma biçimlerini birebir kopyalamıyor. Kara ve okyanusların tepkisi nedeniyle, atmosfere salınan her bir ton CO2’nin atmosferdeki toplam CO2 üzerindeki etkisi, CDR yöntemiyle atmosferden uzaklaştırılan CO2’den fazladır. Bu durum raporda, "toplam CDR miktarına bağlı olarak, insan kaynaklı CO2‘nin yakalama teknolojileri ile atmosferden uzaklaştırdığı CO2 miktarı, atmosfere eşit miktarda CO2 salınmasından yaklaşık %10 daha az etkindir" (D1.5, sayfa 39) şeklinde ifade ediliyor.
- İklim duyarlılığı aralığı, IPCC’nin son değerlendirme raporundan bu yana daralma gösteriyor. 6. Değerlendirme Raporu’nun sunduğu en iyi tahmin, yüksek ihtimalle 2,5°C ila 4°C aralığında bulunan 3°C'yi işaret ediyor. Bu durum, 5. Değerlendirme Raporu’nda belirlenen en iyi tahmin olan 1,5°C ila 4,5°C aralığıyla karşılaştırıldığında, artış gösteriyor (A4.4, sayfa 14).